inanmazsınız buraya geldiğimin ilk haftası, okul yarıyıl tatilinin ikinci haftasına denk gelmiş! ay her tarafta çocuk, ergen, kalabalık... bir baktım, tam kaçtığım şeyin ortasına düşmüşüm. allahtan rosana da öğretmen ya birkaç gün geçtikten ve ben biraz yeni gerçekliğime alıştıktan sonra "haydi, gelin yola vuralım kendimizi" dedi ve montevideo dışına iki günlüğüne kaçtık.
![]() |
| hedef, brezilya sınırındaki chuy şehri |
gerçekten de iyi ki şehri terk etmişiz. bir; hava daha sıcak ve güneşliydi.
![]() |
| geldiğimden beri kısa kolla durabildiğim tek an |
iki; uruguay sahil boyu, bitmek bilmez plajlardan oluşuyor. zaten uruguay'ın en çok deniz kıyısını ve muhteşem plajlarını sevdim sanırım. önce atlantida'ya gittik ve sahilde güzel ve uzun bir yürüyüş yaptık.
![]() |
| bize değil arkadaki şahin kafasından oluşan askeri gözetleme kulesine bakacaksınız |
sonra piriapolis'e gittik ve gün batımını seyrettik.
sonrasında başka başka yerlere gidip biraz sahilde yürüdük, biraz yol üstündeki şelalenin dibine gittik, biraz arabayı kenara çekip farları söndürüp yıldızları uzun uzun seyrettik. inanılmaz güzel bir yol yolculuğu yaptık anlayacağınız. ertesi günse punta del diablo'daki santa teresa kalesine gittik.
dönüşte planlarımızda arjantin, hollywood ve uruguay jet-setinin takıldığı punta del este'yi de ziyaret etmek vardı ama vakitsizlikten onu başka zamana bırakıp montevideo'ya geldik. eve döndüğümüzde her ne kadar yol yorgunu olsam da keyfim şahane yerindeydi. güneş, gezmek, hem de bir uruguaylının sizi gezdiriyor olması şahane bir şey!
ama tekrarlıyorum, yolunuzu illa buraya düşürecekseniz yazın gelmelisiniz. duydun mu sabahattin? :)





